Bloglar çağın ruhunu yansıtan, özgür ve demokratik bir medya mecrasıdır. 2009 yılında New York’ta Hudson Nehri üzerine mecburi iniş yapan uçağı hatırlarsınız. Uçağın ilk fotoğrafı yalnızca 44 takipçisi olan bir hesaptan paylaşıldı. Ve birkaç dakika sonra dünyadaki bütün haber kanallarında o fotoğraf vardı. Bu küçük olay bize artık interneti olan herkesin bir medya patronu olduğunu müjdeliyordu.
Bloglar sayesinde günümüz insanları tarihte hiç olmadığı kadar fikir ve düşüncelerini paylaşma imkanına sahipler. Eskiden olduğu gibi bir konuda fikir beyan etmek için bir gazetenin size köşe vermesine, bir yayın evinin kitaplarınızı basmasına ya da bir radyo mikrofonuna ihtiyacınız yok. Dünyanın her yerinden milyonlarca insan bloglar sayesinde sesini duyurabiliyor.
Modern insan her gün yüzlerce karar almak zorunda kalır. Öyle ki hangi filmi izleyeceğine veya akşam yemeği için ne pişireceğine karar vermek filmden de yemekten de uzun sürebilir. Modern dünya bize her konuda yüzlerce seçenek sunuyor. Fakat seçenek bu kadar çok olunca, seçmek neredeyse imkânsız hale geliyor.
İşte bu gibi durumlarda tematik bloglar imdadımıza yetişiyor. Milyonlarca insan izlenimlerini, deneyimlerini, pratik ipuçlarını bloglar aracılığı ile bizimle paylaşıyor. Yemek tarifleri, kitap ve film önerileri, seyahat deneyimleri, pratik ipuçları ve aklımıza gelebilecek her konuda bloglar güvenilir bir yardımcı olarak yanı başımızda duruyor.
Günümüz dünyasında insanlar markalaşırken, markalar da insanlaşıyor. Artık şirketler, müşterileri için görünmez ve ulaşılmaz soyut bir kurum değil, neredeyse kanlı canlı bir arkadaş gibi.
Örneğin sosyal sorumluluk projelerine yatırım yaptığınızda insanlar markanızı hayırsever bir insan gibi kodlarken eğlenceli içerikler ürettiğinizde, birlikte vakit geçirmesi keyifli bir arkadaş gibi kodluyorlar. Kurumsal bloğunda düzenli aralıklarla içerik üreten bir marka, hem kullanıcısıyla arkadaşlık ediyor hem de google aramalarında üst sıralara tırmanarak kendi alanında referans noktası haline geliyor.
Bir ürün alacağımızda yeterince bilgiye sahip değilsek başvuracağımız ilk nokta bloglar oluyor. Samimi ve güvenilir içeriklerden oluşan bir blog; markanın tercih edilme oranını arttırıyor. Kullanıcı satın alacağı hizmet veya ürünle ilgili birinci elden bilgiye kolayca ulaşabiliyor.
Nasıl ki insanlar olarak artık gerçek hayatta ve sosyal medyada olmak üzere iki ayrı kimliğimiz varsa aynı şey kurumlar için de geçerli. Markalar artık sattığı ürün ve hizmetten ibaret değil. Gerçek hayatta kötü bir insan imajı çizen biriyle arkadaş olmak istemediğimiz gibi internette kötü bir imaj çizen (ırkçı, cinsiyetçi, kâr odaklı vs.) markaların da kullanıcısı olmak istemeyiz. Bu yüzden özenli hazırlanmış bir blog, kurumların vitrini gibidir.
İnternet siteniz için %100 özgün, okuması keyifli ve dikkat çekici içerikler oluşturuyor ve bunu tamamen Google’ın Seo algoritmasına uygun şekilde yapıyoruz. Bu sayede internet siteniz kullanıcıların sektöre dair tüm sorularına cevap bulduğu aktif bir site olarak adım adım Google arama sonuçlarında üst basamaklara tırmanıyor.
Uzman editörlerimiz ve metin yazarlarımızla özenle hazırladığımız bloglar, kullanıcılara hem sektör hakkında bilgi veriyor hem markanızın imajını yükseltiyor hem de müşterilerinizle bir bağ kurmanıza yardım ediyor.
Bugüne kadar onlarca şirkete profesyonel blog yazarlığı hizmeti sunan Sahne Medya, her alanda olduğu gibi bu noktada da markanızın en yakın çözüm ortağı oluyor ve sahnedeki yerinizi parlatıyor.
Sahne Medya, Adana, Mersin, Osmaniye, Hatay, Niğde, Nevşehir, Kayseri, Gaziantep, Kahramanmaraş illerinde hizmet vermeye devam ediyor.
Sahne Medya, emin adımlarla ilerleyen, tecrübeli ve yetkin kadrosuyla işlerinizi büyütmenize yardımcı oluyor.
En çok kullanılan platformlardan olan Blog (Metin) Yazarlığı ile sizde en ideal düzeyde, en doğru hedef kitleye ulaşın.
Sahne Medya, sizi tüm uğraşlardan kurtararak kampanyalarınızı istekleriniz doğrultusunda en mükemmel şekilde yönetir ve firmanızı başarıya ulaştırır.
Sahne Sizin…